Gecen Pazartesi sabahi uyandim, yatak ile banyo arasindaki uc metrelik yolu katederken farkettim ki yerler vicik vicik! Kucuk bir irkilme sonrasi anladim ki apartmancigimi su basmis. Parkeler kabarmis, hali sirilsiklam. Hemen apartman yonetiminin acil numarasini arayip not biraktim. 20-30 dk icinde ise gitmem lazim, hemen gelebilirlerse iyi olur diye de ekledim. Gelen giden olmadi tabii. Mecburen ise yollandim.
Iki saat sonra bir telefon. Yaklasik 30 dk suren bir tartisma. Bu konunun detaylarina cok girmek istemiyorum, zira sinirlerimin yine tepeme cikmasindan endise ediyorum. Sonucta sigortam olmadigi icin ve masam “fan coil” denen zimbirtiyi (bkz. ustteki resim) kismen kapatip mayis basinda fan-coil denen zimbirtilar temizlenirken benimkini temizleyemedikleri icin suclu bulundum. Klima ile ilgili bir problem yani kisacasi.
Neyse, apartman yonetimi kendilerince insafli (!) davranip parkeleri ve asinan duvar icin boya malzemesini ellerinde bulunmasi sebebi ile karsiladi, isciligi de ben odeyecegim gibi abuk bir anlasmaya varildi. Butun oturma odasindaki esyalar (iki koca koltuk, televizyon ve sephasi, masa vs.) sali gecesi is arkadasimin da yardimiyla alti kat asagidaki bos bir daireye tasindi. Alti kat asagidaki dairenin anahtarini elime tutusturan superintendant’in “Bir iki geceligine de olsa iki tane dairen var artik” seklinde espri yapmasi bile benim bardagi tasirmaya yetmedi. Yuregi yeterince genislemis bir insan olduguma kanaat getirdim. Oyle ya, cana gelecegine mala gelsindi canim.
Butun carsamba gunu, evde birtakim industrial fan’lar calisti, apartman kurutuldu. Persembe aksami olayin bitecegini sanan ben enayisi apartmanin eski haline ancak Cuma aksami kavusabildim. Megersem persembe gunu, alt dairenin parkeleri degistirilmismis. Uc kuru tahta parcasi 4 metrekarelik yere sabah 9 ile aksam 5 arasinda kac defa serilebilir diye de hala dusunmekteyim tabii bu arada. Cuma aksami yine is arkadasimin yardimiyla alti kat asagidaki esyalar yine geriye tasindi ve macerali haftam tamamlanmis oldu (30 katli bir apartmanda, asansorlerin sadece iki kat arasinda hareket etmesini saglayacak ozel yontemler icin yakinda Ryerson University’de ders vermeyi planliyorum!).
Bu hikayeden alinacak dersler:
1) Apartman yonetiminin kapiniza biraktigi ve uzerinde “yarin fan coil unit’leri degistirecegiz, onundeki zimbirtilari kaldirin” isimli yazilari, simdi bir gym yapayim donuste izleyecegim DVD’den sonra bakarim buna diyerek, uzeri zaten Hirosima sonrasini andiran coffee table’in uzerine hafifce birakivermek banka hesabinizi da hafifletebiliyormus.
2) Kuzey Amerika’da apartman yoneticileri “Yahu 22. kati su basti, sebebini de bir turlu bulamadik, acaba cikip bir de 23. kata mi baksak?” diye dusunmuyormus. Bunun icin ancak 23. kati da su basip, bu katta oturan sahsiyetin bir sabah islak ayaklarla apartmanin acil numarasini aramasi gerekiyormus.
3) “Apartman yeni nasil olsa, sigortaya ne gerek var?” diye dusunmemek gerekiyormus.
4) Bazen cingar cikarmak da fayda etmeyebiliyor(mus)!
5) Genelde -30C alti sicakliklara pek alisik Kanada borulari, +30C ustu gorunce hemen mayisiyormus!
6) Her zaman elinizin altinda sizinle beraber uc kisilik koltuklarinizi tasiyabilecek bir arkadasinizin oldugunu bilmek “priceless” olabiliyormus.
7) Laminant parkeler bir kere suyu icip kabardimi “yaw belki kuruyunca duzelir” seklinde dusunmek pek anlamsiz oluyormus.
8) Evinizi su bastiktan sonra televizyonda “Iowa’da su yuksekligi evlerin ikinci katina kadar yukseldi” gibi haberleri izlemek sizi pek duygulandirabiliyormus.
9) “Cana gelecegine mala gelsin” atasozumuz gercekten birebirmis!
Monday, June 16, 2008
June Showers
Subscribe to:
Posts (Atom)