Haziran'da yazmisim en son, cok uzun zaman olmus, parmaklarim nasir tutmus. Bu blog biraz traveller's diary gibi olacak ama Las Vegas'i yazmadan da edemeyecegim. Bizim sirketin bir fuari vardi Las Vegas'ta ekim sonunda. Baktim Rifat da alamanya'dan US'i ziyarete gelmekte, hemen actim telefonu Washington DC muhabirimiz Amanda'ya: geliyosunuz! Otel parasi odemek yok, Treasure Island (=TI)'da kalacaz!
Persembe sabahi 5 am'de kalktim, 7:30daki ucaga yetismek icin. Toronto saati ile 5 am, Las Vegas saati ile 2 am. Ucak sehre yaklasirken pencereden baktim. 15 dakka once baktigimda hala col gorunuyordu. Obamerikalilar bildiginiz colun ortasina sehir kurmuslar. Nasil oluyor da oluyor diye dusunurken ucak indi, havaalani pencerelerinden piramitleri ve Eiffel kulesini yanyana gorunce iyice dumur oldum. Baska hicbir sehirde havaalanini sehre bu kadar yakin yapmamislardir, yurusen varirsin piramite yani, o derece!
Shuttle ile ($6.5) otele ulastim. Taksi de $22 tutmakta ama sure olarak ayni, cunku sehirde trafik akillara zarar, bildiginiz Istanbul trafigi. Varmadan iki gun once oteli arayip double queen bed olayini check etmek istemistim (Amanda ve Rifi geldigi icin), telefonu "hello, TI" diye acmislardi, resepsiyonda da ayni muhabbet. Bu amerikalilarin "kisaltma" olayina hastayim. Nerdeyse benim de "AK, TC'den (Toronto, Canada)" geliyorum diyesim geldi.
Oteli (ve diger otelleri de) oyle bir dizayn etmisler ki odaniza cikaracak asansore ulasmak icin Casino'yu boylu boyuna turlamaniz gerekiyor. E insan o kadar makinayi gorunce de oynamak istiyor tabi! Neyse ilk gun is guc fuar kosturdum. Aksamina Bellagio'da sirket yemegine gittim. Bildiginiz 5 metrekarelik tabagin ortasinda 1 santimetrekarelik yemegin sunuldugu, italyan saraplarinin sisesinin 200 dolarlardan basladigi bence yeterince gereksiz ve anlamsiz bir robbery aksam yemegi senaryosu. Amanda ve Rifi "biz geldik" diye text gectiklerinde hemen cesitli bahanelerle 26 dolarlik cordon bleu'mu hizla fondip yapip ortamdan uzaklastim. (neden herseyin fiyatini yaziyosun diyenler olabilir, sirf gereksizligini gorun diye yaziyorum!)
Amanda ve Rifi ile 14uncu kattaki odamizin koridorunda bulustuk, saril koklas refresh et, hemen casino'ya bara indik. O da ne? barda otururken bile kumar oynamak mumkun, ickinizi koydugunuz yer cam ve gambling machine. Ustume iyilik saglik!
Bolca espriler, eski anilar, hawaili barmen amcanin sihirbazlik numaralari derken, cluba gidelim dansedelim oldu bizimkiler. Eueee, ben sabah 8:30 am kahvalti 10 am toplanti. "Vegas'a geldin uyuyacak halin yok herhalde" seklinde kandirildim. Aslinda bu cumleye bile ihtiyacim varmiydi bilmiyorum, cok hazirdim kandirilmaya... "E ben de bir icki icer donerim o zaman" oldum.
Bejinci veya altinji icki zonrasi (it's not a spelling mistake!) baska bir cluba gitme karari alindi. Krave denen bu club kapanmadan (ve cumartesi gecesi icin isimlerimiz VIP liste kaydedildikten sonra) Piranha denilen baska bir clubda tepinmeye devam edildi. Las Vegas'ta night clublarin orada yasayanlara bedava ama turistlere $20 cover seklinde olmasi kaniksandi.
TI'a geri donuldugunde saat 5-6 am gibi birseydi. Odaya gitmek icin casino'dan gecmeniz gerektigini yukarida belirtmistim degil mi? Peki, odaya cuma sabahi 7:30 am'de dondugumu belirtmis miydim? Shit! 8:30 am kahvalti, 10 am toplanti. Uyumadim tabii...
Butun cuma yine fuar gezildi is yapildi. Taaa ki 2 pmde sol dizim iflas edene kadar. Fuar terk edildi otele donup dinlenme karari alindi. Tam otele donerken Amanda ve Rifi ile karsilasildi. Haydi simdi gezme zamani denildiginde ben officially topalliyordum...
Aksam 7'ye kadar gezildi. 7 pm'de "Le Reve" ismindeki show izlendi. Pecetelerle agiz sulari silindi iki saat kadar! 10:30 gibi coktan horlamaya baslamistim.
Cumartesi sabahin korunde kalkildi. Tum oteller topallayarak itina ile gezildi, dost-dusman catlatacak fotolar itina ile cekildi. Cumartesi aksami da VIP listinde oldugumuz Krave'de hayatimde duydugum en iyi club music esliginde ve agriyan bir diz ile tepinildi.
Las Vegas:
- Her asansore bilndigimde gelinlikli bir kiz gormekten bay geldi.
- Ekim sonunda 30C hava sicakligi cok iyi geldi.
- Amerika gibi icsel mekanlarda sigara icilmesini ilk yasaklayan bir ulkede her yerde fosur fosur sigara icilebiliniyor olmasi, ama bunu sigara icmeyenlerin bile hissedememesi saskinlik yaratti
- Tavanlarin gokyuzu seklinde boyanmasini, havaya habire oksijen pompalanmasini, ve gorunebiliecek hicbir yerde duvar saati olmamasini bir sure sonra anlamaya basladim.
3 comments:
ben bu reunion'i nasil kacirdim, nasil?
aramiza donmene sevindim canim. mutlu yaslar bu arada:)
Canım yeni yaşın kutlu olsun!Bu arada o havaya salınan oksijenler insanları uyanık tutup bol bol kumar oynayabilsinler diyeymiş!Ben bunu İstanbul da Svis Otelde kumar oynandığı zamanlar da öğrenmiştim.Allah Allah saat gecenin dördü ben hala cin gibiyim dediğimde ablacım burada uyku diye bir şey yoktur demmişlerdiBurada olduğun sürece uyuyamazsın!Sen sadece makinalara saldır!..
i completely agree with you it seems amazing and another part of the world. from this i really want to visit such place. beautiful.
Toronto Airport Transportation
Post a Comment