Monday, March 24, 2008

Gitmek mi zor? Donmek mi?

Komsu bloglarda birkac gundur yankilanan soruya iki defa gitmis ve bir defa da donmus bir blogger olarak bir cevap da benden: ikisi de birbirinden zor.

Ozet: 2002 yilinda Amerikanya’ya okumaya giderken aklimda hic donmek yoktu. Itiraf etmek gerekirse, bazi seylerden o kadar nefret etmistim ki, artik iyi olan seyler de gozume, kulagima, kalbime seslenmiyordu Turkiye’de. Baslarda hersey guzel gibiydi Amerika’da. Biraz yalnizlik cektigim soylenebilirdi ama o kadar da kotu degildi durum. Hatta cevremdeki pek cok insan salgin halinde “home-sick” olurken, ben hayatimdan Turkiye’de oldugumdan daha mutlu sayilirdim. 2004’te okul biterken krizin iyice belirginlesmesi, is bulmanin cok zor hale gelmesi vs. gibi sebeplerle cok da sevmemeye basladim Amerika’yi. Ama nasil giderken hissettigim nefretin sebebi tumuyle Turkler ve Turkiye degilse, aslinda burada da suc tam da Amerikalilarin veya Amerika’nin degildi. Sadece hayatin bu kadar zor hale gelmesi yildirmisti beni; ve sanki Turkiye’deki butun is sahipleri kollari acik beni bekliyor gibi geliyordu donmeden once. 2004 yazinda Turkiye’ye dondugumde boyle olmadigini cok aci tecrubelerle ogrendim. 2006 baharinda ikinci cikartmami yaptim ve artik uzun bir sure donmeyi dusunmuyorum.

Evet isin ozeti aslinda bu kadar. Ama her gidis ve donusteki endiseleri, korkulari, heyecanlari, umutlari ve hayalleri anlatmaya butun bloglar birlesse yine de yer yetmez. Herkesin durumu farkli da olsa ben de ortaya bir iki bozukluk atmak isterim:

Gidis veya donus sebebini ozlediginiz seylere baglamayin bence. Nasil olsa heryerde sevdiginiz ve sevmediginiz, ozlediginiz ve keske olmasa dediginiz seyler surekli olacak. Burda simit yemeyi ozluyorum, Turkiye’ye gittigimde uzerinde maple syrup gezdirilmis pancake’ler ruyama giriyor. Burda Kurban Bayrami’nda o Urdun senin bu Misir benim gezen arkadaslarimi kiskaniyorum, Orda ise uzun Chirstmas tatilini. Burdayken seker bayrami baklavalari agzimi sulandiriyor, ordayken Thanksgiving Turkey! Burda hayat pek sessiz sakin bazen, Turkiye’de hersey cok hizli. Istanbul’da sokakta zor yuruyorum, cunku insandan yuruyecek yer yok. Burda bazen yine zor yuruyorum, cunku snow plowerlar henuz kaldirimi temizlememis oluyor! Ornekleri cogaltmak cok kolay. Kisaca, siz artik hem orayi, hem de burayi gordunuz, geri donus yok. Mutlaka ve mutlaka iki tarafta da ozlemek ve nefret etmek icin karsilastirabilecek birseyleriniz olacak.

Bence olay, ozledigimiz veya ozleyecegimiz seylerin listesini yapmaktan ziyade uzun vadede nerede daha mutlu olacagimizi dusunmekle ilgili. Cok uzun vadeli dusunmeye de gerek yok aslinda. Uc sene sonra hala burada yasadigimda hayatim en az simdiki kadar veya daha iyi olacak mi? Sadece ekonomik olarak degil tabii, sosyal olarak, psikolojik olarak da… Olacagina inancin yoksa, bence burada cok durmanin da bir anlami yok. On sene sonra hala burada yasadigimda “bunu ve de sunu keske yapsaydim Turkiye’de” seklinde icinde birseyler kalacagina inaniyorsan, yine cok durmanin bir anlami yok.

Ikinci bir onemli husus ta “aidiyet” duygusu. On yillardir Amerika’da yasayip hala kendini oraya ait hissetmeyen arkadaslarim var. Bence insan “aidiyet” hissetmeyince tutundugu topraga, cok da mutlu olamiyor. Cunku ayni bitkiler gibi kok saliyoruz bulundugumuz ortama; yeni cevre, yeni arkadaslar, yeni aktiviteler… Isin dikkat isteyen noktasi ise bu koklerin zaman gectikce buyumesi ve bir sure sonra o topraktan cikmanin acisiz bir sekilde mumkun olmamasi; ya koklerden bir bolumunu koparacaksin, ya birkac yaprak elinde kalacak… Madem bastan “aidiyet” hissetmiyorsun yurdundan baska bir yere, o zaman gonullu surgun olarak kok salma baska topraklarda. Vakit varken, kokler cok asagi inmemisken don git geldigin yere.

11 comments:

Yesim Arpat said...

6 ay orası, 6 ay burası şeklinde konuşmuştuk biz ideal çözüm olaraktan. Tabii bunun için buna uygun hayat şartları da gerek o ayrı.

Herbert said...

tecrübem yok, yorum yapmam zor açıdan. ama giden tanıdıklarımın çoğu burası güzel ama dönücem diyor.

benim asıl takıldığım nokta pancake denen olay. ne dökersen dök kuru hamur arkadaşım bu, nasıl sever insan. böyle yumruk gibi oturuyor boğaza. waffle de ciğerimi ye, o ayrı.

Yesim Arpat said...

Herbertcim, yanına çay içicen, kahve içicen. Kuru kuru gitmez.

Sawyer said...

aaaa, oyle deme herbert! sen hakiki maple syrup damlatmamissin uzerine ondan oyle diyosun!

Anonymous said...

valla sawyer'a katılıyorum. sooyle surubu iyice cekti mi hamur icine, nasil da guzel olur (mercimek corbasini icine cekmis ekmek gibi) huppp geciverir bogazindan...caya, kahveye gerek bile yok.

gelelim asil meseleye: gitmek mi zor, donmek mi? yanit veriyorum: ikisi de kolay bence.

hayatın zorluğunu gidip-gelmelerle karıştırmayalım. hayat highway'de hep 130 basarak gitmek değil maalesef. arada tekliyor motor, arada sıkışıyor trafik, arada bitiyor benzin, arada bastırıyor yağmur. yaşam kavgası yani. orada da bir, burada da.

pancake'den de vazgeçebilirim, simitten de. mısır, ürdün gezmekten de. bu koşullara esneyebilirim. ama özgürlüğümden, değerlerimden, öz saygımdan, yaşama tutunma çabasından vazgeçemem. bunların riske girdiği yerde ne aidiyet kalır, ne sevgi. o zaman da zaten gitmek niye zor olsun ki?

Duella said...

sonunda tum grubu blogger yapiceiim dedim:)

http://bekarlarhani.blogspot.com/

Ali said...

kufur ede ede seviyorum bazi yonlerini buranin, ama turkiye'ye donunce ozlemeye baslamadim henuz. insanlardan cok mekanlarla bag kuruyorum bazen, ama keske sevdigim insanlar doldursa bu mekanlari diye icimden geciriyorum yalnizken.

sanirim memlekete donus yapicam okul bitince, ama pisman olmaktan da korkuyorum elimde firsat varken yurtdisinda tecrube edinmedigim icin. belki ulke degistirip yeni arayislara girerim, memlekete yakin bir ulkeye gecerim.

sanirim avrupa'da falan calismanin guzel yani etrafta bolca turk gocmen oldugu ve turkiye maksimum 3 saat uzaklikta oldugu icin insan fazla ozlemiyor memleketini. ulkesinin cirkinlikleri daha yakin oluyor gozune, ozlemek daha zor oluyor bu yuzden.

ellerine saglik, aklimdan gecip de yakalayamadigim seyleri yazmisin yazinda.

Sawyer said...

okul ne zaman bitiyor? benim cektigim sikintilari sen de cekme, gidip gidip gelme benim gibi. Arayalim konusalim, 1-416-820-5385 benim cep tel. Ya da numarani yaz ben arayayim, yanlis kararlar verme!

Ali said...

okul bu kis bitecek insallah. sagolasin, uygun bir zamanda ararim seni.

yurtdışı eğitim said...

Amerika yaz okulları bu sene de gözde dil okuları olma yolunda. Hem sundukları indirimler hem de eğitim kaliteleri,
çocuğunuzda aklınızın kalmamasını sağlıyor.

ingiltere dil okulları said...

Amerika denilince ilk akla gelen şey güzel saihlli ayletleri ve özgürlük heykeli ama benm açımdan baktıgınızda WAT da çok önemli bir yere sahiptir.