Saturday, March 15, 2008

metro densizleri

Spadina ve St. George istasyonlari arasinda metronun kapilarinin acildigi yon degisir. Yani Spadina’da sag tarafindan binersiniz metronun, ama St. George istasyonu sol taraftadir, yani solundan inersiniz metronun. Spadina istasyonunda biseyler okuyup metronun gelmesini bekliyorum. Okudugum derginin sayfalari hafifce ucusunca, anladim metronun gelmekte oldugunu. Meshur sari cizgiye dogru yaklastim (mind the gap cizgisi!). Onumde ufak tefek bi amcam. Kapilar acildi. Amcam iceri bir adim atti ve durdu. Vagon bos, ama adam ilerlemiyor. Kapilar iki saniye sonra kapanacak. Artik hafif ittirmeyle beraber zar zor girdim iceri. Adam “nasil olsa bu istasyondan sonra bu kapilar bir daha acilmayacak” dusuncesiyle, arkasinda kim var kim yok dusunmeden, bir adim atip, ilerlemeden orada durabiliyor. Densiz!

Sabah hava cok soguk, yurunecek gibi degil ofise. Metroyla gideyim dedim. Sabah is saati olmasina ragmen cok kalabalik degil. Kisa mesafe oldugu zamanlar oturacak yer aramam, dikilirim bir kosede. Ikinci duragi gectikten sonra “cit, cit, cit” sesler gelmeye basladi sag taraftan. Bu da nedir simdi diyerek kafami cevirmemle, gozlerimin kafama hakaret etmesi ayni ana denk geldi: Orta yasli teyzem oturmus yan koltuga, bi guzel “cit cit da cit cit” tirnaklarini kesiyor. Kesilenlerin de nereye gittigi umrunda falan degil densizin. Oldu olacak, pedikur de yapaydik teyze?

Bir Cuma aksami saat 5 gibi isten ciktim. Saclarimi kestirmeye gidicem ama hava ayaz, yurunecek mesafe degil bu havada. Metroyla gideyim dedim. St. Andrews’tan bindim metroya, Wellesley’de inicem. 6-7 durak falan (bu arada kisa mesafelerde oturup oturmadigimi bir ust paragrafta aciklamistim yamulmuyorsam). Is cikisi saati olmasi sebebiyle, daha ucuncu durakta tikabasa doldu vagon. Son duraga dogru zar zor kapiya yanasmaya basladim. Bayagi da yol katettim denebilir, neredeyse kapidayim. Metro durdu. Durmasiyla beraber, cikmak uzere oldugumu gore gore vucudumu itip iceri girmeye calisan bir densize de burada rastladim, iyi mi!

No comments: